Odyolog Betül Sena Demirel, işitme kaybının erken tanısının önemine değinerek işitme kaybının belirtileri, nedenleri ve korunma yolları hakkında önemli bilgiler verdi.
Odyolog Betül Sena Demirel, işitme kaybının erken tanısının çocukların eğitimsel, sosyal ve duygusal gelişimlerini olumlu yönde etkilediğini ifade ederek , işitme kaybı belirtileri, nedenleri ve korunma yolları hakkında bilgilendirmede bulundu. Demirel, erken tanı ve tedavi ile işitme kayıplarının kalıcı hale gelmeden iyileştirilebileceğini vurguladı.
İşitme Kaybı Nedir?
İşitme kaybı, dış kulak, orta kulak veya iç kulak bölgelerinde meydana gelen problemler nedeniyle sesin beyne iletilememesi durumudur. Betül Sena Demirel, işitme kaybının birkaç farklı belirtisi olduğunu ve bu belirtilerin erken dönemde fark edilmesinin, tanı ve tedavi süreçlerinde önemli bir fark yaratacağını belirtti.
Demirel, işitme kaybının yaygın belirtilerini şu şekilde sıraladı; Konuşulanları duyma fakat anlayamama, Telefonla yüksek sesle konuşma veya elektronik cihazları yüksek sesle kullanma, Karşılıklı iletişimde konuşulanları takip edememe, Kalabalık ortamlarda konuşulanları anlamada güçlük çekme, Okul başarısında düşüş gözlemlenmesi, Bebeklerde ve çocuklarda konuşmada gecikme veya bazı sesleri üretememe gibi durumlar.
İşitme Kaybının Nedenleri
İşitme kaybı, bir dizi faktöre bağlı olarak gelişebilir. Geçirilen bazı hastalıklar, genetik durumlar, kullanılan ilaçlar, yaşlanma, kafa travmaları ve uzun süreli yüksek gürültüye maruz kalma gibi durumlar işitme kaybına yol açabilir. Özellikle çocuklarda görülen orta kulak enfeksiyonları, sıkça işitme kaybına neden olan bir faktördür.
Demirel, işitme kaybının okul başarısı ve sosyal gelişim üzerinde büyük etkiler yarattığını söyledi. Çocuklar, okulda zorlanarak öğrenme süreçlerini yavaşlatabilir, arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle iletişimde zorluk yaşayabilirler. Bu durum, sadece akademik başarıyı değil, aynı zamanda çocuğun sosyal becerilerini de olumsuz etkileyebilir.
Erken Tanının Önemi
İşitme kaybında erken tanı koymak, tedavi sürecinde en önemli faktördür. Erken dönemde tanı konan işitme kayıpları, tedavi edilebilir ve kalıcı kayıplara dönüşmeden iyileşmeleri sağlanabilir. Özellikle bebeklik ve çocukluk döneminde işitme kaybı, kritik bir dönemi kapsar. Bu yaş grubu için erken tanı, çocuğun gelişimi için kritik bir adımdır.
Betül Sena Demirel, erken tanının önemini şöyle ifade etti: “İşitme kaybı erken tespit edilmezse, kalıcı işitme kayıplarına yol açabilir. Erken tedavi ve rehabilitasyon ile çocuğun dil gelişimi, sosyal becerileri ve okul başarısı olumlu yönde etkilenebilir. Bu yüzden işitme kaybı belirtisi olan bir çocuk mutlaka test edilmelidir. Erken tanı ile olumsuzlukların en düşük seviyeye indirilebileceğini unutmamalıyız.”
Korunma Yolları ve Kulak Hijyeninin Önemi
İşitme kaybından korunmak için birkaç basit ama etkili önlem alınabilir. Demirel, kulak hijyeninin korunmasına dikkat edilmesi gerektiğini, kulaklık kullanımının sınırlandırılması gerektiğini ve düzenli aralıklarla işitme testi yapılmasının önemli olduğunu söyledi. Ayrıca, yüksek gürültüye maruz kalmaktan kaçınılması gerektiğine de dikkat çekti. Yüksek sesle müzik dinlemek veya gürültülü ortamda uzun süre kalmak, işitme kaybına yol açan faktörler arasında yer alır. Bu tür ortamlara maruz kalan kişilerin kulak tıkaçları kullanmalarının önemli olduğunu belirtti.
Erken Tanı ve Korunma, Hayat Kalitesini Artırır
İşitme kaybı, erken tanı ve tedavi ile kontrol altına alınabilen bir sağlık sorunudur. Özellikle çocuklarda erken tespit edilen işitme kayıpları, çocuğun eğitim süreçlerini ve sosyal gelişimini büyük ölçüde iyileştirebilir. Aileler, çocuklarında işitme kaybı belirtileri fark ettiklerinde vakit kaybetmeden profesyonel yardım almalı ve işitme testlerini ihmal etmemelidir.
Betül Sena Demirel, "İşitme kaybı, erken tanı ile tedavi edilebilir ve yaşam kalitesi yükseltilebilir. Bu yüzden hem çocuklar hem de yetişkinler için düzenli işitme testleri büyük önem taşır." dedi.