Yapılan bilgilendirmede şu ifadelere yer verildi: ‘ Ölükol hastalığı uygun iklim şartlarında bağ alanlarında oldukça önemli ve kalıcı zararlara neden olmaktadır. Hastalık asmanın toprak üstü aksamının tamamında zarar oluşturmaktadır.

Yapraklarda kenarları sarı bir kuşakla çevrili, küçük koyu kahverengi lekeler meydana gelir.

Yapraklar sararır, buruşur, kenarları yırtılır, küçük kalır, şekli bozulur ve bazı yaprak bölümleri ölür. Şiddetli enfekte olmuş yapraklar genellikle gelişemez ve erken dökülür.

Yeni oluşan sürgünlerin ilk boğum aralarında koyu kahve-siyah renkli boyuna lekeler gelişir. Bu lekeler gelişerek birleşir ve sürgünlerin odun dokusuna inebilen derin çatlaklar oluşur. Şiddetli enfeksiyonlarda sürgün kurumalarına neden olur.

Hastalığın en tipik belirtisi asmanın iki yaşlı çubuklarında beyazlaşma ve bu kısımlar üzerinde siyah noktacıklar şeklinde piknidyum oluşumudur.

MÜCADELESİ

Kültürel Mücadele

Bağlarda hava dolaşımını ve ışık nüfuzunu artıracak kültürel uygulamaların yapılması ıslaklık süresini azaltarak hastalığın kontrolünde faydalı olmaktadır.

Kış budaması sırasında hastalık belirtisi gösteren çubuklar dipten kesilerek çıkarılmalıdır.

Budama artıkları bağın içinde ya da yakınında bırakılmamalı, uzaklaştırılıp yakılmalıdır.

Budama sırasında kullanılan aletler %10’luk çamaşır suyu ile dezenfekte edilmelidir.

Hasta asmalardan üretim materyali alınmamalıdır.

Kimyasal Mücadele

Kış ilaçlaması: Tomurcuk patlamasından 3-4 hafta önce yapılmalıdır.

Yaz ilaçlaması:

1. İlaçlama: Tomurcuk patlaması başlangıcında,

2. İlaçlama: Birinci ilaçlamadan 14-15 gün sonra,

3. İlaçlama: Çiçeklenme döneminden hemen önce (çiçek salkımlarının belirdiği dönemde),

4. İlaçlama: Çiçeklenme sonu-tane seti oluşumu başlangıcında yapılmıştır.

Hastalıkla mücadelede kullanılan kimyasallar sadece koruyucu niteliktedir ve herhangi bir iyileştirici özelliği bulunmamaktadır. Bu nedenle ilaçların enfeksiyon öncesinde koruyucu olarak uygulanması hastalığın kontrolünde kritik önem taşımaktadır.