DEVA Partisi Erzincan Belediye Başkanı Adayı Av. Mehmet Sait Başaran, Erzincan için hazırladıkları kapsamlı eylem planları ile tarım ve hayvancılık, sosyal ve kültürel alanlarda 24 ayar kalitesinde projelerin olduğunu ifade etti.
DEVA Partisi Erzincan İl Başkanlığınca 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Yerel Seçimlerinde Erzincan Belediye Başkanlığına aday olarak çıkan Av. Mehmet Sait Başaran, tanıtım toplantısı düzenledi. Özel bir Cafe de düzenlenen toplantıya DEVA Partisi İl Başkanı Abdullah Toraman, parti yöneticileri ve kentteki yerel ve ulusal basın mensupları katıldı.
Programda açılış konuşmasını yapan DEVA Partisi Erzincan İl Başkanı Abdullah Toraman,’ Partiyi Türkiye’de ve Erzincan’da iyi bir noktaya getirmek istiyoruz. Genel Başkanımız Ali Babacan önderliğinde başarılıda olacağız. Bu seçim döneminde de Mehmet Sait Başaran adayımız için sahada gerekli bütün çalışmaları yapacağız’ diye konuştu.
Ardından kendisini tanıtarak başladığı konuşmasında DEVA Partisi Erzincan Belediye Başkanı Adayı Av. Mehmet Sait Başaran şunları kaydetti: ‘Öncelikle 13 Şubat’ta gerçekleşen maden faciasında heyelan altında kalan 9 işçimize bir an önce ulaşılmasını diliyorum. Ailelerine bir kez daha Allah’tan sabırlar niyaz ediyorum. Öyle ki bazı durumlar vardır inancımız gereği önüne geçilemeyecek kaza ve kaderden ibarettir. Bazı durumlar vardır yine kader mefhumu içinde ama ihmallerle gelir. İşte bu facia bu ihmallerin eseridir. 9 canımızın o toprak altında kalmasının, o toprak altında uyumalarının müsebbibi bu ihmallerin sahipleridir. Öncelikli olarak canlarımıza ulaşılmasıyla bu konuda da adaletin sağlanacağına inanmak istiyorum.İlk olarak söze kendimi tanıtarak başlamak isterim. Ben Av. Mehmet Sait Başaran. 12 Eylül 1996 tarihinde doğdum. Bu şehirde okudum, bu şehirde büyüdüm, bu şehirde doydum. Erzincanlı kardeşlerime can bağıyla bağlandım ve Genel Başkanımızın takdirleri, teşkilatımızın desteğiyle bugün karşınızda Erzincan Belediye Başkan Adayı olarak durmaktayım. Babam üniversitede çalışan bir akademisyen olduğu için çocukluğumdan beri il il dolaştım. Türkiye’de bugüne kadar gitmediğim pek il kalmadı. Kilis’inden Diyarbakır’ına, Batman’ından Edirne’sine, Kars’ından Muğla’sına pek çok yer gördüm, gezdim, tanıdım… Ama böylesi bir kenti ne gördüm ne bildim. Erzincan… İsmi kendiyle müsemma, insanı dağlarından dik, dostluğu erdemlik dolu, toprağının çokça üstünde yaşayan yiğitlerin kanıyla sulandığı Can şehir… Bu şehir bir kez daha bana ve arkadaşlarıma kucağını açtı, bizi kalbine buyur etti ve sizlerle hasret gidermemizi sağladı. Allah böylesi güzel bir şehre hizmet etmeyi bizlere nasip etsin…Özellikle üniversite dönemimde çalışmalarıma siyaset ve sivil toplum alanlarında başladım. Siyasi olarak AK Parti’de başlayan yolculuğum hepinizin malumu olan AK Partinin siyasi dengesini kaybetmesiyle sivil topluma kaydı. Erzurum’da kendi gençlik derneğimi kurdum. Amacı gençlerin şehirle bütünleşmesini sağlamak, gençlere farklı alanlara kaymadan kendi ayakları üstünde durmalarını sağlayacak bir sistem geliştirmekten ibaretti. Başarılı da olduk. Doğu Anadolu’nun en büyük gençlik yapılanmasını kurduk. Sonrasında bölgede dağıtılan bir dergi yayınladım ve kurduğum şirketle beraber ticari olarak da atılımlar yaptım. Hukuk fakültesinden mezuniyetimle beraber DEVA Partisi kuruluşuna kadar siyasetten uzak kaldım. Partimizin kuruluşu ve davetiyle başta Ankara ve Çankaya olmak üzere birçok teşkilatımızın kuruluşunda desteklerde bulundum. Son olarak ise Genel Merkezimizde Teşkilat Başkanlığı bünyesinde çalışmalarda bulundum.Bildiğiniz üzere DEVA Partisi yoluna ilk olarak 9 Mart 2020 tarihinde başladı. Genel Başkanımız Ali Babacan liderliğinde kurulan bu hareket kurulduğu günden bu yana 81 ilde 750’yi aşkın ilçede örgütlenmesini çok kısa sürede tamamladı. Genel Başkanımız hepinizin de malumu olduğu üzere 13 sene bu ülkede ekonomi ve dış işleri bakanlıklarında bulunan ve bence hepimizin kabul edeceği üzere ülkemizdeki en başarılı bakanlardan biriydi. Gelinen noktada başkanlık sistemine geçiş, totaliter bir rejim anlayışı ile beraber kurucusu olduğu partiden ayrılıp yol arkadaşlarıyla ve bizlerle DEVA Partisini kurdu.
Partimiz ilk defa birkaç il ve ilçe haricinde Türkiye’nin neredeyse %95’inde kendi adaylarıyla seçime giriyor. Öyle ki 75’i aşkın ilde, 750’yi aşkın ilçe ve beldede tüm adaylarımız şu an bizler gibi sahada çalışmalarını yürütüyorlar. Bizler bu seçimlerde ittifakı halkımızla, seçmenimizle ve ülkemizle yapmaya karar vererek tek başımıza yürüyoruz.
Bilinmelidir ki DEVA Partisi tüm ülke sathına yayılan, önümüzdeki genel seçimler itibariyle favori tek parti olacak olan bir siyasi harekettir. Genel Başkanımızın azmi ve çalışkanlığı, teşkilatlarımızın samimiyeti ve gayreti halkımızın takdiri ve teveccühü ile eninde sonunda buluşacak ve bu ülkede DEVA iktidarı kaçınılmaz olacaktır. Bizler bir ideoloji etrafında buluşmuş değiliz, hele hele iktidar gibi menfaatler birlikteliği etrafında kümelenmiş hiç değiliz. Düsturumuz işinde iyi olan, temiz insan kalabilmiş kişilerle bir çatı altında Türkiye paydası altında birleşmektir. Çok şükür bugüne kadar geldiğimiz noktada bunu da başardığımızı düşünüyorum. İnsanın olduğu her yerde dert vardır. Fakat bizler kendi içimizden başlayarak bu dertlere DEVA olmak adına yola çıkmış insanlarız. Kim var dendiğinde, sağına soluna bakmadan öne çıkmış kimseleriz. Bizleri ne iktidarın gücü, ne iktidar ortağının hamaseti, ne diğer muhalefet partilerinin bitmek bilmez söylemleri korkutabilir, geri durdurabilir. Biz DEVA Partisiyiz, kendi ilkelerimiz doğrultusunda korkmadan yürüyenlerin adresiyiz.
Ben bu şehre aday gösterildikten sonra tüm tanıdığım Erzincanlılara tek bir soru sordum…Böylesi doğası güzel, insanı yardımsever, insanı hoş görülü, tarihi, doğal güzelliklerin böylesine dolu olduğu bir şehir nasıl olur da Türkiyenin en az gelişmiş şehirlerinden biri olabilir? Kendi komşularından bile nasıl bu kadar geri kalabilir? Nasıl bu kadar yalnızlığa terk edilebilir? Ve nasıl bu kadar sahipsiz bırakılabilir? İş adamlarının gözünden sebebi ham maddeye ve pazara uzak olmasıymış, insanından bazısı kim ne yapsın burada iş mi var dedi geçiştirdi, kimi buraya yatırımı değer görmedi, kimi 3 kuruş rant adına buradan geri durdu…Gördüm ki herkesin kendine göre bir bahanesi vardı…Değerli arkadaşlar, biz buraya bu bahanelerin altının boş olduğunu ispatlamaya, bu şehre hak ettiği değeri kazandırmaya geldik. Bu şehir inatçı bir şehirdir çünkü, bu şehir kararlı, bu şehir omurgalı bir şehirdir. Öyle ki 2 kere yıkılmış, kararlılıkla 3. Kez kurulmuştur. Bana tek bir kişi çıksın desin ki Türkiye’de, ne Türkiye’si Dünya’da bunun 2 tane daha örneği vardır… Demez, diyemez… Çünkü yoktur. Kalıntılar üzerinde emekle, samimiyetle kurulmuş başka bir şehir daha bulamazsınız. Yıllarca bu şehri keyif çaylarıyla, şehrin başbakanı var daha ne olsun söylemleriyle, yılda 1-2 ziyaretlerle, ne Erzincan’a ne Erzincanlıya zerre faydası olmayan açılışlarla geçiştirdiler. Evet şimdi kendisinden izin almadığım için programın ve kendisinin ismini veremeyeceğim bir gazeteci abimiz bu şehre Binali Yıldırım ne yaptı diye soranlara hitaben Allah’tan korkun diyor. Hiç kusura bakmayın Sayın Başbakan’ın bu şehre getirdiklerinden daha fazla bu şehirden götürdükleri var. Yıllarca kamu da, bürokrasi de, siyaset de bu şehrin nasıl olsa Başbakanı var diye o halleder diye buradan uzak durdu. Şehrin problemleri yalnızca Binali Beyin olduğu ortamlarda konuşulabildi. Yıllarca yalnızca Binali Bey onay verdiyse bu şehre hizmet gelebildi ama artık yeter. Bir şehrin kaderi bir insana hele ki bir siyasetçinin ellerine bırakılamayacak kadar değerlidir, önemlidir. Erzincan bir kişiden çok daha fazlasıdır.
Öncelikle bizlerin vaadidir ki;
- Bizler bu şehrin yönetimine geldiğimizde hızla bu şehrin 70. Sıralara düşen ekonomik gelişmişliğini ilk 20’lere çekeceğiz.
- Şehrin daracık caddelerini, sokaklarını yenileyecek, genişletecek ve şehrin trafik problemlerini bitireceğiz.
- Öncelikli olarak şehirdeki maden faciası başta olmak üzere bir daha böylesi afetler yaşanmaması adına gereken tüm tedbirleri alacağız.
- Çile haline gelen toplu taşıma problemini çözeceğiz.
- Kent Meydanını çok daha güzel ve bu şehre yakışır bir hale getireceğiz.
- Şehirdeki doğalgaz, altyapı ve temiz içme suyu problemlerini tamamen çözeceğiz.
- Dar gelirli aileler için sosyal konutlar inşaa edip, kentsel dönüşüm kapsamında fay hattı üzerinde olan şehrimizi tamamen yenileyeceğiz.
- Erzincanımıza çok güzel biraz da belki sembolik bir tramvay istasyonu çok yakışacak, CanRay ile yeni bir tramvay sistemi inşaa edeceğiz.
- Bu şehir kış ve doğa sporlarının başkenti olacak. Kardeş şehrimiz Erzurumu biraz üzecek de olsa tüm kış sporlarının merkezini Erzincanımız yapacağız. Sanat ve Kültür festivalleriyle de bu şehri adeta bu ülkenin sanat merkezi haline getireceğiz.
- Gelelim Erzincanspor’umuza… Aynen şehrin makus talihi gibi takımımızın da talihi pek yaver gitmiyor. Derhal takımımızla ilgili şehrin tüm ileri gelenlerini toplayarak yeni bir yönetim oluşturulmasını sağlayacak, takıma gereken desteği vererek hak ettiği yerlerde mücadele etmesine zemin hazırlayacağız.
- Emeklilerimize belediye olarak elimizden gelen tüm imkanlarımızı kullandırtacağız. Faturalarına belediye olarak yardımcı olacak kendilerine belediye hizmetlerinde sosyal hizmetler sunacağız.
- Hanım kardeşlerimiz ve gençlerimiz… Hanım kardeşlerimize özel hanım meclisleri kuracağız. Ev ekonomisine katkı için ister evden ister iş yerlerinden çalışabilecekleri sistemler inşa edeceğiz. Artık çalışmak isteyen hanım kardeşlerimizin evlerine tek değil çift maaş girecek. Kendilerine uygun işler edinip ev ekonomisine katkı sağlayacaklar. Gençlerimize de sosyal imkanlar getireceğiz. Özellikle gençlerimizin üniversite çağında yurtdışı değişim programlarına dahil olmalarını sağlayacağız. Ayrıca Erzincanlı gençlerimizi üniversite okumak için gittikleri şehirlerde yalnız bırakmayacak, onlara burs ve yurt yardımında bulunacağız. Şehrimize gelen gençlerimize de her türlü kolaylığı sağlayacağız.
- Bu kenti tamamen bir sağlık merkezi haline getireceğiz. Artık benim Erzincanlı hemşehrim sağlık hizmetini daha iyi almak için Erzuruma, Ankaraya, İstanbula gitmeyecek. Tüm sağlık sistemlerinin en iyisini Erzincana kuracağız ve sadece bu şehrin insanı değil sağlık turizmi ile yurtiçi yurtdışı gelecek misafirlere hizmet verecek bir sağlık merkezi oluşturacağız.
Gelelim yatırımlara ve ekonomiye;
- Neredeyse hiç çalışmayan Organize Sanayi Bölgesini %80’leri aşan bir verimliliğe ulaştıracağız.
- Yatırımları teşvik ederek Erzincan’ı bir yatırım havuzuna dönüştüreceğiz.
- Bu bölgede hayvancılığın katma değerini arttıracak, hayvancılığın merkezi haline bu bölgeyi getireceğiz.
- Çiftçilerimize, tarımsal iş ve faaliyetlere çok çeşitli krediler ve teşvikler kullandırtacağız.
- Erzincan’da tersine göç uygulaması başlatacağız. 1950’lerden beri aynı yerinde sayan nüfusu hızla büyükşehir statüsüne kavuşmak için gereken noktalara taşıyacağız.
Bu ve buna benzer şekilde öncelikli olarak 24 adet 24 ayar kalitesinde vaadimiz bulunuyor. Allah tüm bu hizmetleri bu şehirle kavuşturmayı, kavuştururken de bizi vesile kılmayı nasip etsin…
Sözlerime son verirken bilinmesini isterim ki Türkiye bir değişime son sürat gitmektedir. Umutlar bu kadar tükenmişken, hayaller bir sonraki baharlara gelmişken belki de en beklenmeyen anda yani belki de bu anda Türkiye’de güneş yeniden doğacak, değişim hiç ummadığımız anda başlayacak. İşte bizler DEVA kadroları bu değişimin mimarları olacağız. Şu anda yüzlerce adayımız sokak sokak, cadde cadde gezerken işte bu değişimin temellerini atmakta. Hiç şüpheniz olmasın DEVA Partisi önümüzdeki seçimlerin iktidar partisi olacaktır. Bugün burada bulunan tüm arkadaşlarımız da o günlere şahitlik edecektir inşallah.
Sözlerime son verirken katılımlarından dolayı tüm basın mensuplarımıza teşekkür ediyor, soru cevapları almak adına mikrofonu sizlere bırakıyorum’ dedi.