Erzincan'daki uygulama planlarını detaylandıran Dr. Tekin, aile hekimliği sisteminin sağlık sisteminin temel taşı olduğunu vurguladı.
İl Müdürü Tekin açıklamasında; “Evet, öncelikle geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Biliyorsunuz, bir Kasım itibariyle yeni bir ödeme ve sözleşme yönetmeliği yayınlandı. Bu kapsamda da toplum içerisinde, gerek vatandaşlar gerek aile hekimleri açısından birtakım yanlış anlaşılmaların olduğunu gördük. Bu nedenle doğrusunun doğrudan İl Sağlık Müdürlükleri vasıtasıyla ifade edilmesi gerektiğini düşündüğüm için böyle bir toplantı tertip ettim. Bunun için de öncelikle hoş geldiniz diyorum.
Şimdi ilimize baktığımızda, bizim hâlihazırdaki il ortalamamız 2.780. Mevcut yeni çıkan yönetmelikte, biliyorsunuz, aile hekimi nüfusu 4.000’den 3.500’e düşürüldü. Ancak bizim il ortalamamız şu an 2.780, yani aslında bu sınırın altındayız. 2025 hedefine baktığımızda ise Sağlık Bakanlığı, aile hekimi başına düşen nüfusu 2.700’e çekmeyi hedefliyor. Bu da illerde aile hekimi başına düşen nüfusun azaltılması anlamına geliyor. Bu çerçevede baktığımızda, ilimizde yeni açacağımız aile hekimliği birimleriyle birlikte planlamış olduğumuz ve Bakanlığa teklif etmiş olduğumuz birimlerle, 2025 yılına varmadan bu hedef nüfusun da altına düşmüş olacağız.
Şu anda ilimizdeki 23 aile hekimliği biriminde, 3.500’ün üzerinde nüfus var. Özellikle bu birimlere yönelik planlamalar yaptık. Bu nüfusu 2.700 seviyelerine çekme gibi bir düşüncemiz söz konusu. İlimiz genelinde toplamda 31 aile sağlığı merkezinde 84 aile hekimi ile birlikte sağlık hizmetimizi sürdürüyoruz. İnşallah, yeni açacağımız aile sağlığı merkezleri ve aile hekimliği birimleriyle bu nüfusu daha da aşağı çekmeyi planlıyoruz.
Evet, şimdi bu durumu nüfusla ilişkilendirmekte fayda var. Sağlık Bakanımızın talimatıyla birlikte aile hekimliği birimleri başına düşen nüfusun azaltılması öngörülüyor. Burada temel amacımız nedir? Öncelikle buna vurgu yapmak lazım. Aile hekimi ile vatandaş arasındaki bağın güçlendirilmesi hedefleniyor. Birinci basamak dediğimiz aile hekimliği birimlerinin daha aktif bir şekilde kullanılması, sağlık okuryazarlığının artırılması ve vatandaşın birinci basamağa olan güveninin, itibarının ve bağının güçlendirilmesi amaçlanıyor. Ayrıca birinci basamaktaki hekimlerin ihtiyaç halinde vatandaşları ikinci ve üçüncü basamak dediğimiz hastanelere daha sağlıklı bir şekilde yönlendirmesi de planlanıyor. Böylece hem hastanelerin iş yükü azalacak hem de vatandaşların birinci basamak sağlık hizmetlerine daha kolay erişimi sağlanmış olacak.
Genel olarak baktığımızda, birinci basamak sağlık hizmetlerinin daha verimli ve kaliteli bir şekilde sunulması, vatandaşların aldığı sağlık hizmetinin kalitesini artıracak. Bu da hem vatandaş memnuniyetini artıracak hem de aile hekimlerinin iş yükünü azaltarak vatandaşa daha fazla vakit ayırmalarına olanak tanıyacak.
İlaç konusuna gelecek olursak, Bakanlığın ilaç yazımıyla ilgili herhangi bir kısıtlaması bulunmuyor. Ancak antibiyotik kullanımı konusunda hassasiyet gösteriliyor. Türkiye’de antibiyotik kullanımı OECD ülkelerinin 2,5 katı seviyesinde. Bakanlık, gereksiz antibiyotik kullanımını önleyerek toplum sağlığını korumayı hedefliyor. Bunun yanı sıra akılcı ilaç kullanımını teşvik eden aile hekimlerine ilave teşvik ücretleri ödeneceği belirtiliyor. Burada ne hekimlerin ne de vatandaşların mağduriyeti söz konusu değil; aksine bu düzenleme toplum sağlığını koruma adına doğru bir adım olarak değerlendiriliyor.
Son olarak, Bakanlığın belirlediği 2025 yılı hedefleri doğrultusunda aile hekimi başına düşen nüfusun azaltılması, vatandaş memnuniyetini artırmanın yanı sıra risk grubu altındaki bireylerin daha sık takip edilmesini de sağlayacak. Kronik hastalıkların ve bir yaş altı çocukların daha düzenli kontrol edilmesi hedefleniyor. Bu yaklaşımla hem hastalıkların önüne geçilmesi hem de sağlıklı bir toplum oluşturulması planlanıyor.
İlimizdeki mevcut sağlık altyapısına baktığımızda, yıllık kişi başı hekime başvuru sayımız 13,8. Türkiye ortalaması 11,8 iken OECD ortalaması 6,8 seviyesinde. Günlük poliklinik kapasitemiz ise yaklaşık 2.300 olmasına rağmen, baktığımız hasta sayısı 4.000’i buluyor. Bu da gösteriyor ki hastanelerimizin iş yükü oldukça fazla. Bu nedenle, birinci basamak sağlık hizmetlerini daha etkin hale getirmek, hem hastanelerin yükünü azaltacak hem de vatandaşların sağlık hizmetlerine daha kaliteli erişimini sağlayacaktır.
Yeni yönetmelik, aile hekimliği hizmetlerini daha verimli, kaliteli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmayı hedeflemektedir. Bu bağlamda, hem aile hekimlerinin hem de vatandaşların mağdur edilmeden hizmet sunumlarının devam etmesi yönünde önemli bir düzenleme olduğunu düşünüyorum” dedi.